Fosil yakıt teşvikleri ışığında yeni vergi paketi: İklimi de kamu maliyesini de iyileştirmek mümkün!
Yazı:Bengisu Özenç & Taylan Kurt Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından [...]
Yazı:Bengisu Özenç & Taylan Kurt Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından [...]
Karbon yakalama hizmeti sağlayıcısı İsviçre merkezli Climeworks, doğrudan (havadan) karbon yakalama teknolojisine (Direct Air Capture - DAC) sahip olan ve dünyanın en büyük karbon yakalama tesisi olarak değerlendirilen yeni projeleri Mammoth’un İzlanda’da faaliyete geçtiğini duyurdu. Bu yazıda tesisin nasıl çalıştığı aktarılıyor ve iklim krizi karşısındaki konumu değerlendiriliyor.
SEFiA tarafından hazırlanan Karbon Yakalama Teknolojileri Gerçekten İklim Dostu mu? başlıklı yazı, tarihsel gelişimi incelendiğinde, karbon yakalama teknolojilerinin %80-90 oranında geliştirilmiş petrol üretimi faaliyetlerine dayandığını ve içerdikleri teknik problemler bakımından daha fazla fosil yakıt üretimini destekleyerek iklim krizi karşısında bir çözüm olma niteliğini yitirdiğini vurguluyordu.
Karbonsuzlaşma dönüşüm süreci hükümetleri ve reel ekonomiyi karbon yoğun endüstriyel üretimden uzaklaşmaya zorluyor. İklim ve çevre gündeminin merkezinde yer alan ana sektörlerden biri ve özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (AYM) kamuoyu ile paylaşılmasının hemen ardından yeşil geçiş kapsamında dönüşümüne aciliyet ve önem atfedilen öncelikli bir sektör olarak çelik endüstrisi öne çıkıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı – IEA (2020) verilerine göre, enerji ile ilişkili küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %7'sinden sorumlu olan çelik endüstrisi, küresel çapta karbon salımlarının azaltılması ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması adına önemli adımlar tasarlamakta ve kritik stratejiler geliştirmektedir.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı’nda (COP 28) bir hafta geride kaldı. Kritik ikinci hafta ise bir günlük aranın ardından bugün başlıyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı’nda (COP 28) bir hafta geride kaldı. Kritik ikinci hafta ise bir günlük aranın ardından bugün başlıyor.
Bilindiği üzere, yüzyıl sonu itibarıyla küresel ortalama sıcaklıklardaki artışı 1,50C ile sınırlamaya yönelik çabalar, artık çok daha yaygın bilinen adıyla net-sıfır patikaları altında ele alınıyor. Bugün küresel emisyonların %88’inden sorumlu, küresel gayrisafi hasılanın %92’sini ve nüfusun %89’unu oluşturan 151 ülkenin net-sıfır hedefi olduğunu görüyoruz.
Bu yazı COP 27 sırasında çok taraflı kalkınma bankaları ve uluslararası finansal kuruluşlara ilişkin alınan kararı (1/CP.27 para 37), Dünya Bankası’nın yeni Ülke İklim ve Kalkınma Raporu (CCDR) pratiği ve Türkiye’nin güncel Ulusal Katkı Beyanı (NDC) üzerinden değerlendirmeyi amaçlıyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP 27), Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde 6-18 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirildi. Konferans, geçtiğimiz yıl Glasgow’da düzenlenen COP 26’nın taahhütlerinin güçlendirilmesi...