SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…
Bugün, 8 Temmuz 2024.
Bu sayıda, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nin (SEFiA) fosil yakıt teşvikleri ve yeni vergi paketinin seçili kalemleri üzerinden yaptığı karşılaştırmayı ve SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin hazırladığı “Adil Dönüşüm ve Bölgesel İstihdam: Türkiye İçin Politikası Seçenekleri” başlıklı raporu inceliyoruz.
Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Keyifli okumalar,
İKLİM VE FİNANSMAN HABERLERİ
|
|
|
İKLİMİ DE KAMU MALİYESİNİ DE İYİLEŞTİRMEK MÜMKÜN!
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yakın zamanda kamuoyuna sızan yeni vergi paketi taslağı pek çok tartışmayı beraberinde getiriyor. Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği tarafından hazırlanan değerlendirme, iklim hedefleri bağlamında yakından izlemekte olduğumuz fosil yakıt teşviklerini bu kez de kamu maliyesi tarafından ele almayı ve sürmekte olan tartışmalara katkı sağlamayı amaçlıyor.
- Fosil yakıt teşvikleri: Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de katma değer vergisi (KDV) muafiyeti, gelir vergisi istisnaları, yatırım destekleri, işveren tarafından ödenen sigorta primlerine istisnalar, vergi indirimleri gibi tedbirler yoluyla kömür, petrol ve doğal gazda ithalata bağımlılığın azaltılmasına odaklanan önemli destekler söz konusu. Önümüzdeki yıllarda hedeflenen kapasite artışlarının gerçekleştirilmesi için ise bu alanda daha fazla bütçe ve vergi harcaması yapılması beklenebilir.
- Neden önemli? Kömürlü termik santrallere sağlanan sübvansiyonlar ve kapasite mekanizması, enerji ve çevre politikaları arasındaki uyumsuzluk ve şeffaf bir kurumsal düzenleyici mekanizmanın olmaması, günümüzde Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini artırmasının önündeki önemli engeller olarak değerlendirilebilir. Fosil yakıt teşvikleri, fosil yakıt kullanımının artışı yoluyla neden olduğu çevre ve sağlık maliyetlerinin yanında, yenilenebilir enerji kaynakları karşısında fosil yakıtlara maliyet avantajı da sağlıyor. Böylece yenilenebilir kaynakların tercih edilirliği zorlaşıyor.
OECD metodolojisine bağlı kalınan ve Gelir İdaresi Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Vergi Harcama Raporlarından alınan verilerle hazırlanan değerlendirme 2022 yılında 29,3 milyar TL olan vergi harcamalarının 2023 yılında 43,8 milyar TL’ye yükseldiğini ortaya konuyor.
|
ADİL DÖNÜŞÜM VE BÖLGESEL İSTİHDAM: TÜRKİYE İÇİN POLİTİKA SEÇENEKLERİ
Karbonsuzlaşma ile birlikte yaşanacak dönüşüm sürecinde en çok tartışılan konulardan biri, bu dönüşümün istihdamda yaratacağı etkiler ve bu etkilerin adil dönüşüm çerçevesinde ele alınması. Dönüşümün sosyoekonomik etkilerini ölçmek amacıyla yapılan çalışmalar, ulusal düzeydeki etkilerin boyutunun küçük olduğunu gösteriyor. Öte yandan, bu tür makro çalışmaların bölgesel düzeyde yaşanabilecek büyük ölçekli olumsuz etkileri saptayamadığı da biliniyor.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin hazırladığı “Adil Dönüşüm ve Bölgesel İstihdam: Türkiye İçin Politikası Seçenekleri” başlıklı rapor, bu bağlamda, enerji dönüşümün adil ve eşitlikçi yürütülmesi için istihdam politikalarının bölgelerle ilişkilendirilerek tasarlanmasını öneriyor. Dönüşüme uğrayacak ana sektörlerde istihdam edilen ve risk altında olan işgücü, öne çıkan bölgelerde 35 bin kişi olarak hesaplanıyor.
- Politika önerileri: Rapor, Türkiye için kısa ve orta vadede karbonsuzlaşma faaliyetlerinin merkezinde yer alacağı öngörülen kömür (madencilik ve elektrik üretimi) ile Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamındaki sektörlerdeki dönüşümün istihdam üzerinde yaratacağı bölgesel riskleri ölçmeyi ve bunlara yönelik politika önerileri üç başlıkta geliştiriliyor: Beceri
dönüşümü, bölgesel ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve istihdamın
artırılması. - İstihdam verisi ve bölge tespiti: Durum tespiti ihtiyacından yola çıkarak, SKDM ve kömür sektörleri için ülke ölçeğinden bölge, il ve ilçe ölçeğine kadar uzanan bir izlek oluşturuluyor. Her bir sektör için ayrı ayrı bölge, il ve ilçe düzeyinde istihdam özellikleri ve dönüşüm nedeniyle risk altındaki istihdam sayısı belirleniyor. Diğer yandan sektörlerin tamamı dikkate alınarak dönüşümde öne çıkan bölgeler saptanıyor.
Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyerek, net sıfır karbon taahhütleri ve küresel ölçekte yaygınlaşan yeşil dönüşüme uyum sağlayabilmesi için bütünlüklü bir politika yaklaşımına ihtiyaç duyuluyor:
- Özellikle enerji ve sanayi sektöründeki süreçlerin, sanayi, ulaştırma, finans ve ticaret politikalarıyla birlikte ele alınması ve adil dönüşüm prensipleri çerçevesinde yürütülmesi büyük önem taşıyor.
- Dönüşüm süreci piyasa koşullarından ve taahhütlerden kaynaklanan nedenlerle zaten başlamış olduğundan kapsamlı bir planlamanın hızla yapılması öncelik arz ediyor.
- Bu bağlamda yapılacak çalışmaların SKDM’nin birinci aşamasıyla kısıtlı kalmaması, kapsamlı bir sanayi dönüşümü ihtiyacını dikkate alması ve istihdamın bölgesel boyutu, planlama aşamasından başlayarak geçiş sürecinin her aşamasına dâhil edilmesi gerekiyor.
- Raporda belirtilen genel kapsamlı politikaların detaylandırılması ancak geniş katılımlı ve kapsamlı çalışmalar sonucunda mümkün gözüküyor.
TAKİP ETTİKLERİMİZ
- SEFiA Direktörü Bengisu Özenç, Didem Eryar Ünlü’nün Nasıl Bir Ekonomi’de sunduğu programda hızlanan yeşil dönüşüm gündeminin Türkiye’nin iklim politikalarına yansımasını değerlendirdi.
- İklim değişikliğinin son 19 yıldaki maliyeti 2,8 trilyon dolara ulaştı.
- Almanya, ekonomik gerekçelerle 2038’den önce kömürden çıkacak.
- 2023 yılında emisyonlar, küresel birincil enerji tüketiminin tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 620 Exajoule’ye (EJ) ulaştı.
Siz de fikrinizi belirtin