WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından hazırlatılan “Adana-Tufanbeyli Enerji Geçişinde Sosyal Kırılganlık Analizi” başlıklı rapor, enerji geçişinde sosyal ve ekonomik etkileri dikkate alan ve sosyal adaleti gözeten kapsamlı stratejiler oluşturulabilmesi için kömürlü termik santraller ile enerji üretimi ve kömür üretimi faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerin sosyal kırılganlık bakımından avantajlı ve dezavantajlı yönlerini inceliyor.
- Kömürden adil çıkış mümkün: Kömür ekonomisinin yoğun olduğu iller arasında, pek çok gösterge açısından sosyal kırılganlığın en yüksek olduğu Adana’da Tufanbeyli ilçesini merkeze alan çalışmanın sonuçlarına göre ilçede ekonominin çeşitlendirilmesi, girişimciliğin desteklenmesi, mesleki eğitim, ulaştırma altyapısının iyileştirilmesi gibi önlemlerle kömürden adil bir çıkış mümkün.
- Nasıl? 2053 net sıfır vizyonunu gerçekleştirmek için, ulusal ölçeğin yanında, bölgesel ölçekte de dönüşüme ihtiyaç duyuluyor. Bunu başarmak için ise katılımcı ve sosyo-ekonomik farklılıkları gözeten bir planlama ile bölge halkının dönüşümü destekleyici paydaşlar olarak konumlandırılması gerekiyor.
Raporda öne çıkan bulgular
Kömür sektöründe çalışanların gelirleri görece düşük. Fakat sektör, düzenli ve güvenceli gelir sağlaması bakımından önemseniyor: Tarım sektörü, Tufanbeyli’nin kırsal mahallelerinde öncelikli geçim kaynağı olarak öne çıkıyor. Tarımın hemen ardından Tufanbeyli istihdamının %19,2’sini kapsayan kömür (maden ve termik santral çalışanları) geliyor. İlçe nüfusunun yaklaşık % 10’unu oluşturan kömür çalışanları bölge halkının geri kalanına göre daha düşük gelir elde ediyor. Ancak tarım, esnaflık gibi ilçede yaygın diğer iş kollarına göre daha düzenli ve güvenceli gelir sunan kömür sektörü ilçe ekonomisine katkısı bakımından önemseniyor.İlçedeki enerji geçişinde sosyal kırılganlığı artıran bir diğer unsur ise sektöre bağımlı nüfusun yüksek olması: Bununla beraber, kömür çalışanlarının yaşadığı hanelerde % 90,1 ile adı geçen sektör öncelikli geçim kaynağıyken bu hanelerin tamamında en yüksek gelir getiren kişi kömür çalışanının kendisi oluyor. Santral ve madenlerin yarattığı istihdamın yerini alacak alternatif bir sektörün bulunmaması enerji geçişini zorlaştıran en önemli unsur olarak öne çıkıyor. İlçe genelinde eğitim düzeyi de bir başka dezavantaj olarak dikkat çekiyor. Tufanbeyli genelinde ön lisans ve üzeri eğitime sahip olanların oranı (%4,5) Adana merkezine göre daha düşük.Bu noktada, kömür çalışanlarının güvenceli ve maaşlı işlerinden vazgeçmek istemeyecekleri, mevcut kömür bağımlılığı nedeniyle ekonomik faaliyetlerin çeşitlenemediği ilçede istihdam, eğitim, erken emeklilik veya yatırım imkânları yaratılmadan kömürden çıkışın yüksek işsizlik ve gençlerin zorunlu olarak başka illere göçmesi ile sonuçlanacağı tahmin ediliyor.Fakat çalışma, kömür çalışanlarının, mevcut işlerinden memnuniyeti görece yüksek olsa da yeni iş imkânının aynı şartları sağlaması hâlinde işlerini değiştirme konusunda büyük bir dirence sahip olmadığını da gösteriyor: Tufanbeyli’de her 4 kişiden 3’ünün imkân olsa tercih edecekleri iş kolunun esnaflık olması ise bölge halkı ve kömür çalışanlarının girişimciliğe yatkın bir yapıya sahip olduklarını gösteriyor. Bu durumun enerji geçişinde değerlendirilebilecek bir seçenek oluşturabileceği vurgulanıyor. Ayrıca bölgedeki en büyük istihdam oranına sahip olan tarım sektörünün desteklenmesi de çözümün bir parçası olarak sunuluyor. Çalışma ayrıca, ulaşım altyapısının geliştirilmesi hâlinde eğitime erişimin güçlenebileceğine; tarım ürünleri nakliyesinin kolaylaşmasıyla rekabet avantajının da artabileceğine dikkat çekiyor. Sektörel çeşitliliğin artırılması, çalışanların beceri setlerinin geliştirilmesi ve geçiş sürecine yönelik mali desteklerin planlanması da, çalışmada öne çıkan diğer öneriler. |
Siz de fikrinizi belirtin