SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…

Bugün, 6 Kasım 2023.

Bu sayıda,

  • İklim kriziyle mücadelede alternatif bir araç olarak tanımlanan küçük modüler reaktörlerin (SMRs) radyoaktif atık sorununu derinleştiren, ekonomik açıdan rekabet gücü düşük ve gerçekçi iklim hedeflerini geciktiren yanlış bir çözüm olduğuna dair argümanları değerlendiriyoruz.
  • Ayrıca, COP 28 öncesi son gelişmeleri de “İklim ve Finansman Haberleri” başlığı altında bulabilirsiniz.

Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Bizi TwitterLinkedIn ve Instagram’dan da takip edebilirsiniz.

Keyifli okumalar,

SEFiA ekibi.


İKLİM VE FİNANSMAN HABERLERİ

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) yeni Dünya Enerji Görünümü 2023 raporu, küresel enerji sisteminin önümüzdeki 10 yılda temiz enerji teknolojilerinin yükselişiyle değişeceğini işaret ediyor.

  • Fosil yakıtlara talepte zirve: Buna bağlı olarak küresel fosil yakıt (kömür, petrol ve gaz) talebindeki zirvelerin bu 10 yılda görüleceği belirtiliyor.
  • Senaryo: Fosil yakıtların küresel enerji arzındaki payının (%80) 2030’a kadar %73’e gerilemesi ve küresel enerji kaynaklı karbondioksit emisyonlarının 2025’te zirve yapması bekleniyor.

Enerji düşünce kuruluşu Ember’in analizine göre, fosil yakıtlardan elektrik üretimi 2022’de yıllık bazda %1,2 arttı. Bu artış, 2011-2021 dönemindeki %1,6’lık ortalamanın altında.

  • Ne olmuştu? Fosil yakıtlardan elektrik üretimi 215 ülkenin 107’sinde en az 5 yıl önce pik yaptı ve bu tarihten itibaren düşüşe geçti.
  • Emisyonlar: Küresel elektrik talebinin %38’ini oluşturan 107 ülkede elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonlar son 10 yılda yaklaşık %20 geriledi.
  • Bölgeler: Fosil yakıtlardan üretim en yüksek seviyesine göre Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde %30, Okyanusya ve Kuzey Amerika’da sırasıyla %20 ve %15 gerileme görüldü. Afrika’da yatay seyir izlendi.

COP 28’e doğru
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP 28), 30 Kasım-12 Aralık tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde düzenlenecek.

  • Gündem: Temiz enerji kullanımını artırmaya yönelik işbirliğinin tek başına yeterli olmayacağı ve bunun fosil yakıtlardan aşamalı çıkış taahhüdüyle gerçekleştirilmesi gerektiği, konferansın ana tartışma başlıkları arasında yer alıyor. Tüm fosil yakıtlardan aşamalı çıkış talebinin karşısında aşamalı azaltım talebi duruyor.
  • Yorumlar ve eleştiriler: Avrupa Birliği iklim politika başkanı Wopke Hoekstra, sadece yenilenebilir enerji hedefini belirleyip COP’u başarılı olarak nitelendirmenin mümkün olamayacağını belirtiyor. Öte yandan BAE petrol devi ADNOC’un patronu Sultan Al-Jaber, BAE iklim elçisi olması ve COP 28 görüşmelerine rehberlik etmesi nedeniyle eleştiriliyor.
  • COP 28 Başkanlığı’nın da yayıncıları arasında yer aldığı yeni rapor, küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırmak üzere, yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar 11.000 GW’ın üzerine çıkması gerektiğini söylüyor. Bu, mevcut enerji kapasitesinin 3 katına çıkması anlamına geliyor.

    • Ayrıtılar: Raporda ayrıca; enerji verimliliğinin iki katına çıkarılması, hedeflerin belirli zaman dilimlerinde belirlenmesi, güçlü düzenleyici çerçevelerin belirlenmesi ve mali teşvikler ile farkındalık kampanyaları yapılması çağrısında da bulunuluyor.
    • İşbirliği: Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan’ın dâhil olduğu G20 ülkeleri, küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 2030’a kadar üç katına çıkarmak için çaba göstermek üzere geçtiğimiz eylül ayında anlaşmaya varmıştı.
    Söz konusu rapor, dünya liderlerini 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji üretim kapasitesini üç katına ve enerji verimliliği iyileştirme oranını iki katına çıkaracak yeni küresel hedefler üzerinde anlaşmaya zorlamayı amaçlıyor. Hükümetlere gönderilen mektupta raporun talepleri yenileniyor.
    • Taahhütler: Söz konusu mektup, 2030’a kadar dünyanın yıllık enerji verimliliğini iyileştirme oranının ikiye katlanarak yılda %4’e çıkarılmasını, 10 yıl içinde yenilenebilir enerjinin kullanımının karbon yakalama teknolojileriyle desteklenmesini ve kömürlü termik santralların finansmanının sona erdirilmesini içeriyor.
    • Afrika: Afrika kıtasının son 20 yılda yenilenebilir enerjiye yapılan küresel yatırımlardan yalnızca %2 pay aldığı belirtiliyor.

Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) verileri, Avrupa gaz tüketimi azalırken; 2030 yılına kadar ilave LNG altyapısı inşa etmenin gerekli olup olmadığı tartışmasını gündeme getiriyor.

  • LNG nedir? LNG, doğal gazın yabancı maddelerden arındırılarak -160C’ye kadar soğutulup yoğunlaştırılmış bileşimdir.
  • Görünüm: 2021 yılında 143 Bcm (milyar metreküp) seviyesindeki küresel LNG ithalat kapasitesinin, 2030’da 406 milyar metreküpe (Bcm) ulaşması öngörülüyor. Öte yandan, gaz tüketiminin yaklaşık 400 Bcm’ye düşeceği tahmin ediliyor.
  • Bir adım geriden: AB, kış gazı depolama hedeflerine planlanandan önce ulaştı. Ocak-Eylül 2023 döneminde Avrupa’nın Rusya’dan LNG ithalatı 2022’nin aynı dönemine kıyasla sadece %4 arttı. Bu rakam, Ocak-Eylül 2022 döneminde %62 seviyesindeydi.
  • Yatırım: AB, Ocak-Temmuz 2023 döneminde LNG ithalatı için 41 milyar euro harcarken, ABD (17,2 milyar euro), Rusya (5,5 milyar euro) ve Katar (5,4 milyar euro) en büyük faydalanıcılar oldu.

İklim için 350 Derneği’nin yeni raporuna göre Türkiye’deki 17 bankanın 10’u net sıfır hedeflerine uygun olarak hareket edeceğini taahhüt ederken, 9’u da kömür yatırımlarını finanse etmeyeceğini söylüyor.

  • Raporun içeriği: “Türkiye’deki Bankaların İklim Değişikliğine Yaklaşımı” başlıklı raporda Türkiye’deki 17 bankanın iklim değişikliğiyle mücadele uygulamaları, 5 ana başlık çerçevesinde inceleniyor.
  • Kömüre hayır! Türkiye Ekonomi Bankası (TEB) 2022’den bu yana yeni kömür projelerini finanse etmediğini belirtiyor. Garanti BBVA, QNB Finansbank ve TEB, 2030-2040 döneminde mevcut kömür portföylerini terk edeceğini bildiriyor.
  • Net sıfır: Vakıfbank ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının 2050’ye kadar portföylerini net-sıfır karbon emisyonu hedefiyle uygun hâle getireceklerini duyuruyor

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin yeni raporu, Türkiye’de teknolojiye ve bölgeye özgü deniz üstü rüzgâr enerjisi ihaleleri yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.

  • Öneriler: İhaleye konu alanlarda gerçekçi teklifler verilebilmesi için kapsamlı analizlerin, deniz tabanı ölçümlerin ve idari ve çevresel değerlendirmelerin kamu tarafından sağlanması öneriliyor. Projelerin, çevresel ve sosyal uyum gereksinimlerini karşılayacak şekilde tasarlanması ve uygulanmasının altı çiziliyor.

KÜÇÜK MODÜLER REAKTÖRLER: NEDEN GÜNDEMDE? NE KADAR GERÇEKÇİ?

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından hazırlanan değerlendirme raporunda, iklim değişikliğiyle mücadele yolunda son zamanlarda önemli bir araç olarak lanse edilen küçük modüler reaktörlerin (Small Modular Reactors – SMRs) güvenilir ve düşük maliyetli bir çözüm olmadığı ortaya koyuluyor.

  • SMR nedir? SMR’ler, birim başına 300 MW’ye varan –geleneksel nükleer reaktörlerinin yaklaşık üçte biri oranında ve yılda aşağı yukarı 300 bin evin elektriğini karşılayacak– güç kapasitesine sahip gelişmiş nükleer reaktörler olarak tanımlanıyor.
  • SMR’ler nasıl çalışır? Geleneksel reaktörlerde olduğu gibi SMR’lerde de enerji üretimi temel olarak nükleer fisyona dayanıyor. Başta endüstriyel kullanım olmak üzere elektrik üretimi, hibrit enerji sistemleri kurulumu, ısıtma, su-tuzdan arındırma, buhar ve hidrojen üretimi gibi farklı uygulamalara yönelik olarak geliştiriliyor.

Raporda, SMR’lerin modüler, güvenli, esnek ve ekonomik olduğu iddiaları değerlendiriliyor: Elektrik ve ısı üretimi ya da nükleer atıkların ortadan kaldırılması sorunu başta olmak üzere farklı alanlarda kullanılmak üzere esnek ve alternatif bir iklim çözümü olarak SMR’lerin ülkelerin enerji politikalarında yer almaya başlaması tartışmaya açılıyor. SMR’ler, tıpkı karbon yakalama teknolojilerinde olduğu gibi, artan enerji talebini karşılamak üzere enerji arzının kesintisizliğini ve güvenliğini de gözeten yüksek teknolojili bir çözüm olarak lanse edilirken; henüz ticari olarak bir uygulaması olmasa da kısa sürede ticari olarak da çalışabilir hâle getirilmesi gereken iklim dostu bir alternatif olarak sunuluyor.

Oysa SMR’ler radyoaktif atık sorununu derinleştiren, –rüzgâr ve güneş gibi hem düşük maliyetli hem de kendini ticari olarak kanıtlamış yenilenebilir enerji kaynaklarının karşısında– verimsiz, ekonomik açıdan rekabet gücü düşük ve gerçekçi iklim hedeflerini geciktiren yanlış bir çözüm! Küresel seviyede kabul görmüş olan 1,5 derece hedefinin yakalanabilmesi için 2030 yılına kadar emisyonların çok hızlı bir biçimde azaltılması gerekiyor. Fakat SMR’ler bu kısıt çerçevesinde değerlendirildiğinde, 2023 yılı itibarıyla ticari olarak başarılı örnekler sunmaktan çok uzakta duruyor. Buna bağlı olarak da güvenli, esnek ve ekonomik olma iddiasını kanıtlamanın dahi çok uzağında kalıyor.

Raporda SMR’ler hakkında yapılan analizden öne çıkan başlıklar şöyle:

  • SMR’ler mevcut radyoaktif atık sorununu daha da karmaşıklaştırıyor: SMR’ler, geleneksel reaktörlere kıyasla, 30 kat uzun ömürlü ve 35 kat da daha fazla düşük-orta düzey radyoaktif atık üretiyor. Doğal ve geri dönüştürülebilir değil, radyoaktif olarak çürüyebilen, bölünebilir malzemeleri kullanıyor. Çalışmalar, SMR’lerin uzun vadede radyoaktif atık üretiminin yönetim gereksinimleri ve bertaraf seçenekleri açısından geleneksel reaktörlerden daha geride kaldığını gösteriyor.
  • Ne şimdi ne de gelecekte, SMR’ler ekonomik olarak rüzgâr ve güneş ile rekabet edecek güce erişemiyor: Nisan 2023 tarihli seviyelendirilmiş maliyet analizinde (ömür boyu maliyet/enerji üretimi), geleneksel nükleer enerji tesislerinde birim enerji başına maliyet 141-221 dolar/MWh; rüzgâr ve güneş için maliyet ise sırasıyla, 24-75 dolar/MWh ve 24-96 dolar/MWh olarak hesaplanıyor. ABD’deki NuScale projesindeki reaktörlerin 2029’a kadar birim enerji maliyetinin 58 dolar/MWh olacağı öngörülüyor. Buna karşılık diğer yenilenebilir enerji çözümlerinde maliyet hem zaman içinde geriliyor hem de NuScale reaktörlerine kıyasla çok düşük seviyede kalıyor.

SEFiA İklim Gündemi #28: Küçük modüler reaktörler (SMRs) iklim değişikliğiyle mücadeleyi geciktiriyor

  • SMR’lerin inşaat süreleri uzun, maliyetleri ise yüksek: SMR santrallerinin işletme maliyetleri, geleneksel nükleer reaktörlere kıyasla daha düşük termal verimli olmasından dolayı, yüksek ve birçok reaktör beklenen kârı sağlayamadığı için kapatılıyor. Daha düşük miktarda elektrik üretiminin daha az gelir getireceği ve inşaat maliyetlerinin bunun çok daha üstünde kalacağı da tartışılıyor. Bu ekonomik dezavantaj nedeniyle SMR’ler faaliyete geçmeden kapanıyor ve ticarileşemiyor. Dünya genelinde geliştirilmekte olan 70’ten fazla girişimin neredeyse hepsi tasarım aşamasında bulunuyor.

Türkiye’de SMR gündemi
SMR’lerin hem güvenilir olmadığı hem de ekonomik olarak rüzgâr ve güneş ile rekabet edecek seviyeye ulaşamayacağı gerçeğine karşılık, kurulan insiyatifler ve yapılan milyar dolarlık yatırımlarla mevcut riskler genişletiliyor ve iklim hedefleri geciktiriliyor. SMR projeleri nükleer güce sahip olmayan ülkelerde de yoğun biçimde gündeme getiriliyor. Türkiye de bu kapsamdaki ülkeler arasında. Akkuyu Nükleer Santrali’nin (4,8 GW kurulu güç kapasiteli) ilk yakıt temininin yapılması ve ilk ünitenin 2025 yılında faaliyete geçecek olmasının yanı sıra, iki yeni nükleer santralin kurulumu üzerine görüşmeler sürüyor ve Ulusal Enerji Planında ifade edildiği şekliyle 2035 yılına kadar Türkiye’de kurulu toplam nükleer kapasitesinin 4,8 GW’tan 7,2GW’a yükseltilmesi hedefleniyor. Ulusal Enerji Planı’nın duyrulduğu günden bu yana gerek kamu gerek özel sektör tarafından, SMR kurulumunu destekleyen açıklamalar yapılıyor.

Eylül ayının başında açıklanan Orta Vadeli Program ve yakınlarda meclise sunulan, 2028 yılına kadar da Türkiye’nin kalkınma perspektifini çizen 12. Kalkınma Planı dâhilinde, ödemeler dengesi önlemleri ve enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye yönelik önlemler arasında nükleer güç santralleri ve ilave kapasite olarak SMR girişimleri yer alıyor. Bu noktada, maliyetleri ve güvenlik riskleri ortada olan SMR teknolojisinin, özellikle Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını artıracağı da göz önünde bulundurulduğunda; bu kadar iddialı bir şekilde enerji kapasitesine dâhil edilmesinin sakıncaları üstünde durmak gerekiyor.

Sonuç olarak
Küresel seviyede kabul görmüş olan 1,5 derece hedefinin yakalanabilmesi için 2030 yılına kadar emisyonların çok hızlı bir biçimde azaltılması gerekiyor. SMR’lerin, uzun geçmişlerine rağmen hâlâ ticari olarak ve verimli biçimde işler hâle gelemiyor ve yaygınlaşamıyor. SMR’lerin hem güvenilir olmadığı hem de ekonomik olarak rüzgâr ve güneş ile rekabet edecek seviyeye ulaşamayacağı gerçeğine karşılık, kurulan insiyatifler ve yapılan milyar dolarlık yatırımlarla mevcut riskler genişletiliyor ve iklim hedefleri geciktiriliyor.


TAKİP ETTİKLERİMİZ

SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz:

  • İstanbul, tarihinin en kurak zamanını yaşıyor.
  • Dünya, ormansızlaşmayı 2030 yılına kadar sona erdirme vaadini yerine getirmekten çok uzakta duruyor.
  • Enerji düşünce kuruluşu Ember’in websitesine enerji istatistiklerini gösteren grafikler eklendi. Ember’in “Türkiye elektrik Görünümü 2023” başlıklı analizine ayrıca buradan ulaşabilirsiniz.
  • İklim Vapuru: İklim için güç ver!

HAFTALIK GÖRÜNÜM

SEFiA İklim Gündemi #28: Küçük modüler reaktörler (SMRs) iklim değişikliğiyle mücadeleyi geciktiriyor