SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…

Bugün, 9 Ekim 2023.

İklim değişikliği ve sürdürülebilir finans hakkındaki güncel gelişmeleri derlediğimiz SEFiA İklim Gündemi artık Mailchimp’te.

Bu sayıda odağımızda Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nin (SEFiA) “Yeşil Ekonomi ve Yeşil Karmaşıklık Analizi” başlıklı araştırması var:

  • Araştırmada Türkiye’nin mevcut üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi ve alternatif karmaşık ürünlerin üretimine olan uzaklığının hesaplanması amaçlanıyor.

Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Keyifli okumalar,

SEFiA ekibi.


İKLİM VE FİNANSMAN HABERLERİ

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Net Sıfır Yol Haritası’nın yeni güncellemesine göre, dünya enerji sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarını net sıfıra çekmek ve küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için birçok alanda ivmenin hızla artması gerekiyor. Yol Haritası, 2050 yılına kadar küresel enerji sektörü için net sıfır emisyona giden bir rotanın ana hatlarını çiziyor.

  • Yenilenebilir enerji ve verimlilik: Bu yılki güncellemede küresel yenilenebilir enerji kapasitesi 2030 yılına kadar üç, enerji verimliliği iyileştirmelerinin yıllık oranı ise iki katına çıkıyor.
  • Fosil yakıt talebi: Temiz enerji kapasitesindeki artış ile fosil yakıt talebi 2030 yılına kadar %25, 2050 yılına kadar ise  %80 oranında azalıyor.
  • Yatırım: Yeni sıfır yolunda, küresel temiz enerji harcamaları 2023-2030 döneminde yıllık 1,8 trilyon dolardan 4,5 trilyon dolara yükseliyor.
  • Kötü senaryo! “Gecikmeli Eylem Durumu”nda, temiz enerjinin 2030 yılına kadar yeterince hızlı bir şekilde yaygınlaştırılamaması, bu yüzyılın ikinci yarısında her yıl yaklaşık 5 milyar ton karbondioksitin atmosferden uzaklaştırılması gerektiği anlamına geliyor.

Birleşmiş Milletler’in yayımladığı küresel stok sayımına ilişkin sentez raporuna göre yoksul ülkelere yönelik iklim krizi finansmanı 2030’a kadar yılda 200-400 milyar dolara ulaşmalı ve fosil yakıt arama faaliyetleri 2030 yılına kadar küresel olarak durdurulmalı.

  • Ne demek? Küresel stok sayımı, ülkelerin emisyon azaltma hedeflerine ulaşma konusundaki ilerlemelerini her beş yılda bir kontrol etmeyi amaçlayan ve Paris Anlaşması kapsamında zorunlu kılınan bir süreç.
  • Yenilenebilir enerji: Raporda 2030’a kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç, enerji verimliliğinin ise iki katına çıkarılması öneriliyor.
  • COP 28: Raporun kasım ayının sonunda başlayacak olan Dubai’deki COP28 konferansındaki tartışmaları desteklemesi bekleniyor.

Beyaz Saray, Amerikan İklim Birliği’nin (American Climate Corps) kurulduğunu duyurdu. Birlik, temiz enerji ve iklim direnci sağlayan sektörlerde 20 binden fazla kişiyi gerekli becerileri kazandırıp istihdam etmeyi hedefliyor.

  • Bir adım geriden: “Daha İyisini İnşa Et” Yasası’nın (Build Back Better Act) bir parçası olarak yeni bir Sivil İklim Birliği kurma teklifi, Enflasyon Azaltma Yasası’ndan çıkarılmıştı. İklim çabalarına ilişkin orijinal teklifte, birliğin kamu topraklarını koruması, toplumun direncini artırması, değişen iklime çözüm üretmesi ve aynı zamanda iyi maaşlı sendika işlerini daha fazla ABD’linin erişimine sunması hedefleniyordu.

Uluslararası Para Fonu (IMF), gelişmekte olan ülkelerde 2030 yılına kadar ihtiyaç duyulan yıllık 2 trilyon dolarlık iklim yatırımlarının çoğunun özel sektörden gelmesi gerektiğini açıkladı. Hükümetleri, kamu fonuyla net sıfıra ulaşmaya çalışmaları hâlinde, yüksek borç riskiyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

  • Borç: Söz konusu ölçekte yatırımların kamu harcamaları ile finanse edilmesinin, yüksek emisyonlu gelişmekte olan bir ülkede milli gelirin %45-50’sine ulaşan, sürdürülemez bir borç artışına neden olacağı tahmin ediliyor.
  • Özel sektörün rolü: Hâlihazırda zor durumda olan ekonomilerde özel sektörün bu yatırımların yaklaşık %80’ini sağlaması gerekeceği belirtiliyor.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan “Yenilenebilir Enerji ve İstihdam 2023 Raporu”na göre, 2022 yılında yenilenebilir enerji kapasitesi dünya genelinde 295 gigavat artışla 3 bin 372 gigavata yükseldi.

  • İstihdam: Temiz enerji alanındaki istihdam, 2022 yılında yıl bir önceki yıla göre yaklaşık %8 artış gösterdi ve 13 milyon 700 bin kişiye ulaştı. İstihdam artışının devam edeceği ve 2030’da 38 milyonu bulacağı öngörülüyor.
  • Güneş enerjisi sektörü: Rüzgâr, güneş, biyokütle gibi temiz enerji teknolojileri temel alınarak hazırlanan rapora göre, istihdamda ilk sırada gelen güneş enerjisi sektöründe çalışanların sayısı geçen yıl itibarıyla 4 milyon 900 bin olarak kayıtlara geçti.

Enerji düşünce kuruluşu Ember tarafından yeni yayımlanan rapora göre, rüzgâr ve güneş 2023’ün ilk yarısında küresel elektriğin %14,3’ünü sağladı. Geçen yılın aynı döneminde bu oran %12,8’idi.

  • Rapor: Rapor, küresel elektrik talebinin %92’sini temsil eden 78 ülkenin Ocak-Haziran 2023 dönemine ait elektrik verilerini geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırmalı olarak analiz ediyor.
  • Güneş: 2023’ün ilk yarısında 50 ülke, güneş enerjisi üretiminde yeni aylık rekorlar kırdı. Çin, güneş enerjisi üretiminde küresel büyümenin %43’ünü sağlayarak güneş enerjisi üretiminde lider olmaya devam ederken, AB, ABD ve Hindistan’ın her biri yaklaşık %12’lik paya sahip.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) yeni başkanı Prof. Jim Skea, iklim eylemin ertelenmesi ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona yönelik daha yavaş bir rota izlenmesinin; bu tarihte hedefe ulaşılsa bile, iklim krizinin maliyetlerini daha da artıracağı konusunda uyardı.

  • Bir adım geriden: IPCC daha önce, “yaşanabilir ve sürdürülebilir bir iklimi güvence altına almak için hızla kapanan bir fırsat penceresi” uyarısında bulunmuştu.
  • Aciliyet ve eylemlilik: Skea, iklim eylemi açısından “hem aciliyet hem de eylemlilik” vurgusunu yaparken; küresel ısınmayı 2 derece (sanayi öncesi seviyelere göre) ile sınırlamak için petrolün %30’unun, gaz rezervlerinin %50’sinin ve mevcut kömür rezervlerinin %80’inin yer altında kalması gerektiği yönünde uyarıyor.

YEŞİL EKONOMİ VE YEŞİL KARMAŞIKLIK ANALİZİ

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından yapılan araştırmada, başta Türkiye olmak üzere ülkelerin yeşil ekonomiye yatkınlıkları ile geleceğe dair potansiyelleri inceleniyor. 

“Yeşil Ekonomi ve Yeşil Karmaşıklık Analizi” başlıklı araştırmada Türkiye’nin mevcut üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi ve alternatif karmaşık ürünlerin üretimine olan uzaklığının hesaplanması amaçlanıyor. Araştırma, SEFiA’nın geçtiğimiz yıl yayımladığı ve çevresel zararı en aza indirmeyi amaçlayan ürünler olarak tanımlanan çevresel ürünlerin dünyada ve Türkiye’deki ticaret eğilimlerini analiz eden, “Çevresel Ürünlerin Ticareti Raporu: Dünyada ve Türkiye’de Çevresel Ürünler” başlıklı raporun devamı niteliğini taşıyor.

  • Çevresel ürün: Çevresel ürünler endüstrisi su, hava ve toprağa verilen çevresel zararı önlemek, atık, gürültü ve ekosistem problemlerini sınırlamak ve en aza indirmek amaçlı üretim faaliyetlerini içeriyor. Fakat ticarete konu olan bir ürünün “çevresel” olarak nitelenip nitelenemeyeceğine dair genel bir fikir birliğine henüz varılamıyor.
  • Karmaşıklık analizi: Ekonomik karmaşıklık, ilk olarak Hausmann ve Hidalgo vd. tarafından 2006 yılında başlanan, 2007’de tamamlanan ve 2013’te güncellenerek mevcut haline ulaşan ürün uzayı analizleri kapsamında ortaya konuluyor. Ürün uzayı analizleri, belirli bir bölgenin mevcut gelişmişlik seviyesi ile ilgili bilgi verirken aynı zamanda o bölgede mevcut üretim imkânları ile büyük yatırımlara ihtiyaç duymadan üretimine geçilebilecek yeni ürünlerle ilgili yol haritası sunuyor.
Raporda ekonomik karmaşıklık çalışmalarında, ülkelerin mevcut durumunu analiz etmek ve potansiyel gelişim alanlarını tespit edebilmek için (i) çeşitlilik ve sıradanlık(ii) potansiyel genişleme(iii) karmaşıklık(iv) uzmanlaşma ve (v) rekabet gücü olmak üzere altı farklı değişken grubu kullanılıyor. Dünyada ve Türkiye’de çevresel ürünlerin karmaşıklığı üzerine yapılan analizlerde de bu değişken gruplarındaki farklı göstergelerden faydalanılıyor.

Ürün Karmaşıklık Endeksi – PCI (Product Complexity Index), bir ürünü üretmek için gereken üretken bilgi birikiminin çeşitliliğinin ve karmaşıklığının sıralanmasında kullanılan bir parametre olarak öne çıkmaktadır. Yüksek PCI değeri, sadece belirli bir bilgi birikimine sahip ülkelerin üretebileceği karmaşık ürünleri; düşük PCI değeri de birçok ülkenin üretebileceği daha basit ürünleri işaret etmektedir.

Raporda öne çıkan bulgular

Türkiye’nin yeşil ekonomik dönüşümde daha rekabetçi olabilmesi için otomotiv ile demir/çelik ve çimento sektörlerinde yeni bir kurguya ihtiyacı var: Türkiye’nin yeşil ürün ihracatında öne çıkan ürünler arasında benzinli ve dizel motorlar için gerekli ürünler geliyor. Fakat genel anlamda elektrifikasyonun hızlanması, otomotiv sektöründe ise dizel ve benzinli araçların yerini elektrikli araçlara bırakması karşısında Türkiye’nin bu ürünlere yoğunlaşan ihracat stratejisine devam etmesi, ülkenin yeşil ekonomik dönüşümünü ve buna bağlı ekonomik gelişimini sekteye uğratabilecek bir unsur olarak görülüyor.

Türkiye’nin en fazla ihraç ettiği demir/çelik, çimento ve benzeri malzemeler kullanılarak üretilen parçalar da –bu sektörün karbon yoğun bir üretim modeli olmasına bağlı olarak– zamanla yeşil ürün kategorisindeki önemini kaybetme riskini taşıyor: Söz konusu sektörlerde, özellikle 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri sonrasında ihracatın düşerek iç talebe yönelik üretime dönülmesi durumunda bile yeni bir kapasiteye ihtiyaç olacağı öngörülüyor. Bu kapasite inşasında enerji verimliliğinin artırıldığı ve emisyon kontrolünün güçlendirildiği bir kurguya ihtiyaç duyuluyor.

Yeşil dönüşümü yakalamak için üretken bilgi birikiminin yüksek olduğu ürünlerde uzmanlaşma bir öncelik olarak gözüküyor: Geleceğe yönelik potansiyeli bakımından 226 ülke arasında 26. sırada olan Türkiye, yeşil ürün sofistikasyonunda 19. sırada yer alıyor. Bu durum Türkiye’nin hâli hazırda ihraç ettiği ürünlerle ilişkili. Türkiye, küresel dönüşümü göz önünde bulundurarak gelecek öngörüsünde yeşil ekonomiye hizmet edecek alanlarda uzmanlaşmaya gitmek durumunda. Üretken bilgi birikiminin yüksek olduğu ürünlerde uzmanlaşması ve ihracat sepetinde bu ürünlere daha fazla pay ayırmasının, Türkiye’yi bu alanda daha üst sıralara taşıması bekleniyor.


TAKİP ETTİKLERİMİZ

SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz:

HAFTALIK GÖRÜNÜM