Kömürden çıkışın Türkiye’nin istihdam yapısını ciddi ölçüde etkileme potansiyeli düşük ve sektörde yaşanacak istihdam kayıplarının telafisi mümkün.

SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…

Bugün, 14 Ağustos 2023.

Bu sayıda, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve Avrupa İklim Eylem Ağı’nın (CAN Europe) “Kömüre Dayalı İstihdamdan Çıkış” başlıklı raporunu inceliyoruz.

Rapor, Türkiye’de elektrik üretiminde kömürden çıkışın sektör istihdamında yaratabileceği muhtemel sorunlara ve çözüm önerilerine değiniyor.

  • Kimsenin işsiz kalmadığı bir ‘‘kömürden çıkış’’ mümkün.
  • 2053 net sıfır hedefine ulaşmak için yeni kömür yatırımlarından vazgeçilmesi ve 2030 yılına kadar kömürden çıkışı planlamasının yapılması gerekiyor.

Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!

Bizi TwitterLinkedIn ve Instagram’dan da takip edebilirsiniz.

Keyifli okumalar,

SEFiA ekibi.


İKLİM VE FİNANSMAN HABERLERİ

G20 ülkeleri, Güney Hindistan’ın Chennai kentinde üç gün süren toplantıların ardından, emisyon azaltım için somut hedefler üzerinde anlaşmaya varamadı. Yalnızca iklim değişikliğine yönelik mevcut önlemleri “yetersiz” olarak nitelendiren bir bildiri yayımladı.

  • Arka plan: Toplantı, bilim insanlarının insan kaynaklı iklim değişikliğinin Kuzey Amerika, Avrupa ve Çin’i kasıp kavuran aşırı sıcak dalgalarında “kesinlikle ezici” bir rol oynadığını söyleyerek yeniden alarma geçmesinden günler sonra geldi.
  • Yorumlar: Yayımlanan belgenin, bloğun gelişmiş ülkeler tarafından yönetilen sera gazı emisyonlarını 2035’e kadar 2019 seviyelerine göre %60 azaltma çağrıları konusunda bölünmüş kaldığı ifade ediliyor.

İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella ve beş Avrupalı mevkidaşı, sıcak hava dalgaları, orman yangınları ve sellerin ardından “iklim krizi” ile mücadele etmek için acil adımlar talep etti.

  • Arka plan: Güney Avrupa’da aşırı sıcak geçen yaz mevsimlerinin, bölge ekonomilerinin iki dayanağı olan turizm ve tarım sektörlerine zarar vereceğinden endişe ediliyor. Akdeniz havzasının büyük bir kesimi geçen ay yoğun sıcak hava dalgalarının etkisi altında kaldı ve Cezayir’den Türkiye’ye uzanan geniş bir coğrafyada orman yangınları çıktı.

Almanya’nın ihracat kredi kuruluşu, enerji sektöründe garanti sağlanmasına yönelik politika taslağını yayımladı ve bunları iklim koruma hedeflerine bağlama girişimi olarak tanımladı.

  • Beklentiler: Alman ajansının operasyonlarını COP26’daki denizaşırı kömür, petrol ve gaz projelerine yönelik finansmanı sona erdirme taahhüdüyle uyumlu hale getirmesi bekleniyordu.
  • İstisna: Teklife göre, Alman hükümeti artık kömür ve petrol operasyonlarını desteklemeyecek. Ancak fosil gazı için bir dizi istisnaya yer verdi. Buna göre, denizaşırı gaz projeleri 2025 yılına kadar desteklenebilir.

Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi tarafından hazırlanan yakın zamanlı çalışma, Türkiye’deki mevcut yenilenebilir enerji kapasitesi ve potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, en geç 2035 yılında, elektrik ihtiyacının tamamını kömür dışı kaynaklardan karşılamanın mümkün olduğunu gösteriyor. Ancak bunun için, bugünden harekete geçmek gerekiyor!

  • Ayrıntılar: 2018-2030 yılları için yapılan model projeksiyonlarına göre, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) ve elektrik talebi %50’nin üzerinde arttığında dahi, kömürde kurulu güç %62, kömürden elektrik üretimi ise %70 azaltılabilir. Bu durum, elektrik sektörü kaynaklı emisyonların da yarı yarıya azalması anlamına geliyor. Takip eden beş sene içinde (2035) ise Türkiye, enerji üretiminde kömürü tamamen terk edebilir.
  • Ne yapmak gerek? Böyle bir hedef benimsemesi durumunda Türkiye’nin kurulu gücünü rüzgâr enerjisinde üç kat, güneş enerjisinde ise beş kat artırması gerekiyor. 2030 yılına gelindiğinde, rüzgâr ve güneşten elektrik üretimi, 2018 yılına kıyasla dört kat fazla olmalı.

Türkiye, 2024 yılında Türkiye’de yapılması öngörülen Birleşmiş Milletler (BM) Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 16. Taraflar Konferansı’na (COP16) ev sahipliği yapamayacağını bildirdi. Konferansın 21 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında düzenlenmesi öngörülüyordu.

  • Gerekçe: Konferans başkanlığından çekilme kararına gerekçe olarak, Şubat 2023’te meydana gelen ve ülkenin birçok ilinde büyük can ve mal kaybına yol açan depremler gösterildi.

KÖMÜRE DAYALI İSTİHDAMDAN ÇIKIŞ

Kömüre dayalı istihdamdan çıkış

Türkiye’de elektrik üretiminde kömürden çıkışın sektör istihdamında yaratabileceği muhtemel sorunlar ve çözüm önerileri inceleniyor.

Kömüre dayalı istihdam hem dünyada hem de Türkiye’de giderek azalıyor. En büyük kömür üreticisi ülkelerde bile kömür sektörünün istihdamdaki payı önemsenmeyecek kadar düşük seviyede seyrediyor. Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) hazırladıkları “Kömüre Dayalı İstihdamdan Çıkış” başlıklı raporla Türkiye’de elektrik üretiminde kömürden çıkışın sektör istihdamında yaratabileceği muhtemel sorunları ve çözüm önerilerini inceliyor.

Türkiye’de kömürden çıkış: Raporda ortaya konan verilere göre, Türkiye’de kömür ve linyit madenciliği sektöründe yaklaşık 35 bin kişi istihdam ediliyor. Sektördeki kayıtlı ve kayıt dışı istihdam, toplam istihdamın binde 2’sinden daha az görünüyor. Bu durum, kömürden çıkışın, Türkiye’nin istihdam yapısını ciddi ölçüde etkileme potansiyelinin düşük olduğunu ve sektörde yaşanacak istihdam kayıplarının telafisinin mümkün olduğuna işaret ediyor.

Ayrıca, kömürden çıkışın insana yakışır işler için yeşil sektörlere yapılacak yatırımlarla kimsenin işsiz kalmayacağı ortaya konuluyor. Kömürden adil bir çıkışın sektör çalışanları için mümkün olduğu, hatta belli şartlar sağlandığı takdirde yaşam koşullarını iyileştirme olanağı da içerdiği vurgulanıyor. Kömürden çıkışta muhtemel sorun alanlarının neler olabileceği ve kömürden çıkış için hem işgücü talebini hem de arzını dikkate alan bütüncül bir politika yaklaşımı, Türkiye’nin mevcut işgücü politikaları dikkate alınarak tartışılıyor.

Raporda öne çıkan bulgular

  • Kömür ve linyit madenciliğinin katma değerinin GSYH içindeki payı yıllar içinde azalarak %0,08’e kadar düştü.
  • Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 35 bin kişi kömür ve linyit madenciliği sektöründe, 8-10 bin kişi kömürlü termik santrallerde kayıtlı olarak istihdam ediliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hanehalkı İşgücü Anketi verilerine göre ise sektördeki kayıtlı ve kayıt dışı istihdam, toplam istihdamın binde 2’sinden daha az.
  • Türkiye’nin kömür şehri Zonguldak’ta bile istihdamın ancak %4-6’sını kömür madenciliği sektörü oluşturuyor.
  • Muğla, Zonguldak, Kahramanmaraş, Manisa ve Çanakkale’yi içine alan 5 bölgede bile istihdamın sadece yaklaşık binde 3’ünü kömür madenciliği sektörü oluşturuyor. Sektör, en yüksek istihdam sağlayan ilk 10 sektör arasında yer almıyor.
  • %66’sı 25-44 yaş arası olan madencilerin eğitim seviyesi diğer sektörlerden düşük değil. Bu, başka sektörlerde istihdam edilmelerinin mümkün olduğunu gösteriyor.
  • Sektörde çalışanların yaklaşık %2’sinin çocuk işçi olabileceği tahmin ediliyor. Çocuk işçilerin durumu, gerek kayıt dışılık gerekse elde ettikleri gelir bakımından Türkiye’deki çocuk işçilerin genelinden daha kötü.
  • Sektörde iş kazası ve meslek hastalıkları sıklıkla görülüyor. 2020 yılında 8.460 iş kazası gerçekleşti. Kömür sektörü, çalışan başına iş kazasının en yüksek olduğu sektör. Çalışma koşullarında iyileşme olmadığı gibi koşullar gittikçe kötüleşti. 2008-2019 arasında, iş yeri sayısı azalmasına rağmen iş kazası sayısı %57 oranında arttı (2008’te 5.728 iş kazası, 2018’de 8.983 iş kazası). İş kazaları nedeniyle istihdam başına iş göremezlik süresi, toplam hastalık olay sayısı ve hastalık nedeniyle geçici iş göremezlik süresinde artış oldu.

Yeşil sektörlere geçiş ve politika önerileri

Raporda, kömürden çıkışın yeşil sektörlere geçişle desteklenmesi gerektiği; kömür bölgelerinde katma değeri yüksek ve yeşil dönüşümle uyumlu sektörlerde istihdam talebinin artırılmasının önemli faydalar sağlayabileceği vurgulanıyor. Türkiye, 2053 net sıfır emisyon vizyonuna uyumlu bir elektrik sektörü dönüşümü kapsamında; 2030’a kadar güneş enerjisinde 71 bin, rüzgâr enerjisinde 141 bin ek istihdam yaratabilir. 2050 yılına kadar ise söz konusu sektörlerdeki ek istihdam sırasıyla 455 bin ve 330 bine erişebilir.

Kömürden çıkış için tüm paydaşların sürece dâhil olduğu bir politika tasarım süreci oldukça önemli. Kömürden çıkış, üreticiden tüketiciye kadar değer zincirindeki herkesi etkileyebilir. Adil geçiş ilkeleriyle kimseyi geride bırakmadan kömürden çıkılabilir. Bu nedenle tüm paydaşların sürece dâhil olduğu bir politika tasarımı oldukça önemli olarak değerlendiriliyor.

Raporun sunduğu bulgular ışığında bütüncül bir yaklaşım içerebilecek politika önerileri üç temel başlıkta bir araya getiriliyor ve politika araçları tanımlanıyor: (i) Bölgelerde katma değeri yüksek sektörlerde istihdam talebinin artırılması, (ii) Sektörde mevcut çalışanların profillerinin çıkarılması ve yönlendirilmesi ve (iii) İstihdam ve beşeri sermaye için uzun dönemli politikalar.


TAKİP ETTİKLERİMİZ

SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz:

  • Temmuz 2023, en sıcak ay olarak kayda geçti.
  • Okyanus yüzeyi şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklığa ulaştı.
  • 2 Ağustos, dünya limit aşım günü olarak kayda geçti.
  • LNG üretiminden kaynaklanan metan gazı, iklim aciliyeti içeriyor.
  • COP28’e doğru: Zengin ülkelerin, 100 milyar dolarlık iklim hedefine ulaşması gerekiyor.

HAFTALIK GÖRÜNÜM