Kömür, doğa ve iklim dostu olmadığı gibi ekonomik bir çözüm de değil!
SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…
Bugün, 19 Haziran 2023.
Bu sayıda, Türkiye’nin kömür yatırım planlarının maliyetlerini gözden geçirmek üzere, WWF-Türkiye ve SEFiA’nın Nisan 2022’de yayımladığı “Çelişkiyi Aşmak: Türkiye’nin Yeşil Devrimi ve Yeni Kömür Yatırım Planları” başlıklı raporu inceliyoruz.
Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Bizi Twitter, LinkedIn ve Instagram’dan da takip edebilirsiniz.
Keyifli okumalar,
SEFiA ekibi.
İKLİM VE FİNANSMAN HABERLERİ
Dünyanın en büyük 112 fosil yakıt şirketinden yaklaşık 75’i, güvenilirliği sorgulanan ve maliyeti yüksek karbon yakalama teknolojilerine işaret ederek net sıfır hedefi duyurdu. Bu sayı bir yıl önce 51’di.
- Öte yandan: Çoğu hedef –fosil yakıt şirketleri için en büyük emisyon kaynağı olan bir şirketin ürünlerinin kullanımını içeren– Kapsam 3 emisyonlarını tam olarak kapsamıyor. Şeffaflıktan yoksun veya kısa vadeli azaltım planlarını içermiyor. Bu nedenle hedeflerin büyük ölçüde anlamsız olduğu aktarılıyor.
Dünya Bankası, Türkiye’deki yenilenebilir enerji projeleri için 529 milyon dolarlık yatırım yapacağını duyurdu. Onaylanan yeni proje, iklim taahhütlerinin desteklenmesi amacıyla, Türkiye’de kamu binalarında yenilenebilir enerji kullanımının arttırılmasına yardımcı olacak.
Avrupa İklim Yasası ile kurulan Avrupa İklim Değişikliği Bilimsel Danışma Kurulu, 2040 yılına kadar Avrupa Birliği üye ülkelerinin emisyonlarının 1990 yılına kıyasla %90-95 oranında azaltılmasını öneriyor.
- Rakamlar: 2030-2050 dönemi için AB’nin sera gazı emisyon bütçesinin (yani kümülatif emisyonların), küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması doğrultusunda 11-14 Gt CO2e sınırında tutulması öneriliyor.
- Senaryolar: Çalışılan birçok senaryoda enerji kullanımının elektrifikasyonu ve hidrojen gibi fosil yakıt alternatiflerinin yaygınlaştırılması ile birlikte rüzgâr ve güneş enerjisinin önemi vurgulanıyor.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) ve Scripps Enstitüsü’nün paylaşımı, atmosferdeki karbondioksit oranının, mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 3 ppm artarak 424 ppm’e ulaştığını gösteriyor.
- Ne demek? “ppm”, karbondioksit moleküllerinin atmosferdeki diğer tüm moleküllere oranını ölçmenin bir yolu olan “milyonda parça” anlamına geliyor. Kuzey Yarımküre’de karbondioksitin zirve yaptığı ay olması nedeniyle ölçümler mayıs ayında yapılıyor.
Birleşik Krallık merkezli düşünce kuruluşu Ember‘e göre Avrupa Birliği’nde (AB) yenilenebilir enerjiler, ilk kez tam bir ay boyunca, diğer kaynaklara göre daha fazla enerji üretti.
- Ayrıntılar: AB’de mayıs ayında üretilen elektriğin üçte biri rüzgâr ve güneş enerjisinden elde edildi. Fosil yakıtların ürettiği enerji ise %27 seviyesinde kaldı. AB’de fosil yakıtlardan enerji üretiminin “büyük düşüş” yolunda olduğu bildirildi.
- Öte yandan: Mayıs ayında kömür enerjisi toplam elektriğin yalnızca yüzde 10’unu üretti. Bu durum, Almanya‘nın son nükleer santralini geçtiğimiz nisan ayında kapatmasına rağmen gerçekleşti.
Türkiye, Bonn iklim görüşmelerinde, iklim krizine karşı ortaya konulan planların güçlendirilmesi ve bu planların somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapılacağı, COP31’e ev sahipliği yapmak için teklif verebileceğini belirtti. Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, Türkiye’nin görüşmelere ev sahipliği yapmayı “isteyeceğini” söyledi.
KÖMÜRDEN ÇIKIŞ
Türkiye’nin yeşil devrimi ve kömür yatırım planları
WWF-Türkiye ve SEFiA’nın raporu, Türkiye’de kömürlü termik santrallerin iklim hedefleri ile uyumlu biçimde çalışmasının ekonomik açıdan mümkün olmadığını ortaya koyuyor.
WWF-Türkiye (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) ve SEFiA’nın (Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği) Nisan 2022 tarihli raporu, Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde faaliyete geçmesi planlanan kömürlü termik santralin ekonomik fizibilitesini ve kamu bütçesine getireceği yükü değerlendiriyor.
“Çelişkiyi Aşmak: Türkiye’nin Yeşil Devrimi ve Yeni Kömür Yatırım Planları” başlıklı rapor, bugünden bakıldığında kömürlü termik santrallerin yarattığı/yaratacağı maliyetlere dikkat çekmesiyle önem taşıyor.
İklim hedeflerine ulaşmak için kömürden çıkış şart!
İklim değişikliği gündemi karşılık bulduğu alanı genişletirken, düşük karbonlu ekonomiye geçişin planlanması da birçok ülkenin politika tasarımında acil bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda değerlendirilen bir temel hedef ise kömürden çıkış.
Raporda, yeni kömür projelerinin iptal edilmesinin ya da mevcut kömür yatırımlarından çıkılmasının tartışıldığı günümüzde; 2053 yılında net-sıfır olma hedefi açıklamış ve Paris Anlaşması’nı imzalamış Türkiye’nin kömürden çıkış hedefinin aksine kurulu gücünü yeni termik santrallerle destekleme çabası bir çelişki olarak değerlendiriliyor.
Planlanan Dinar Santrali’nin fizibilitesine dair hesaplamalar önemli bulgular ortaya koyuyor:
- En düşük maliyetli senaryo altında bile santral faaliyete başladıktan ancak 18 yıl sonra kâr edebiliyor. Santralin yıllık ortalama net kârı 54,2 milyon dolar olarak hesaplanıyor.
- Net-sıfır hedefi ile uyumlu olabilecek %90’lık bir karbon yakalama yatırımı ise işletme ve bakım maliyetlerini artırarak başabaş noktasına erişilmesini imkânsız hâle getiriyor. Böylece işletmenin ömrü sona erdiğinde karşılaşacağı zararın bugünkü değeri 230 milyon dolara erişiyor.
- Yıllık kömür tüketimi öngörüleri ve mevcut AB Emisyon Ticaret Sistemi fiyatları üzerinden yapılan hesaplama, 450 milyon – 1 milyar euro seviyesinde bir tutarın karbon maliyeti olarak ortaya çıkabileceğini gösteriyor.
- Kullanılacak olan kömür kaynaklı emisyon, santralin faaliyette kalacağı 35 yıl boyunca ortalama 1.311 erken ölüme ve 315 bin iş günü kaybına yol açıyor. Bu süre içinde sağlık etkileri kaynaklı ortaya çıkacak toplam ekonomik maliyet de 35 yıl için 2 – 5 milyar euro (yıllık 57 – 143 milyon euro) seviyesini buluyor.
- Santralin emisyonlarının, içinde bulunduğu tarım havzasındaki tarımsal üretimde neden olacağı değer kaybının yıllık 1,2 milyon dolar seviyesine ulaşacağı gösteriliyor.
- Hâlihazırda termik santrallere sunulan teşvikler (kapasite ödemeleri ve alım garantileri) de hesaba katıldığında santralin kamu bütçesi üzerinde yaratacağı yükün, yılda 1,4 milyar euro’yu bulabileceği öngörülüyor.
Sonuç olarak
Rapordaki analiz sonuçları, Türkiye’de kömürlü termik santrallerin iklim hedefleri ile uyumlu biçimde çalışmasının ekonomik açıdan mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Kömürün, doğa ve iklim dostu olmadığı gibi, ekonomik bir çözüm de olmadığı vurgulanıyor. Ortaya konulan bulgular, fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı sonlandırmamız ve yenilenebilir enerjiye dayalı bir enerji sistemi kurmamız gerektiğinin bir diğer somut kanıtı olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefine ulaşmak için yeni kömür yatırımlarından vazgeçmesi ve 2030 yılına kadar kömürden çıkışı planlaması gerekiyor. Bu hem Türkiye’nin kendini fosil yakıt bağımlı bir altyapıya mahkûm etmemesi hem de fosil yakıtların doğrudan ve dolaylı maliyetlerinden kaçınması için bir gereklilik olarak gözüküyor. Fakat Ulusal Enerji Planı’nda görüldüğü üzere fosil yakıtların elektrik üretimindeki payında düşüş öngörülürken termik santral planları açıklanmaya devam ediyor.
TAKİP ETTİKLERİMİZ
SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz:
- Türk ve Alman uzmanlar kömürden çıkışı tartıştı.
- Çevre, İklim ve Sağlık için İş birliği Projesi (ÇİSİP) kapsamında afetlere ve iklim değişikliğine karşı Türkiye’deki sağlık sisteminin güçlendirilmesi çağrısında bulunuldu.
- Bonn’daki iklim müzakerelerinde hayal kırıklığı
- Bu haziran ayı neden normalden daha sıcak oldu?
- Brezilya’dan Amazon’da ormansızlaşmayı durdurma planı
Siz de fikrinizi belirtin