Yazı: Dr. Evrim Özyorulmaz Akcura

Uluslararası Enerji Ajansı – IEA (2020) verilerine göre, enerji ile ilişkili küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %7’sinden sorumlu olan çelik endüstrisi, küresel çapta karbon salımlarının azaltılması ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması adına önemli adımlar tasarlamakta ve kritik stratejiler geliştirmektedir. Bu alandaki gelişmeler özellikle 2022 ve 2023 yıllarında gerçekleşen önemli uluslararası etkinliklerle şekillenmiştir. BM İklim Zirvesi, COP26 ve COP27 BM İklim Değişikliği Üst Düzey Şampiyonları (UN Climate Change High-Level Champions for COP26 and COP27) tarafından belirlenen öncelikli eylem planları, çelik sektörünü de kapsayan geniş bir atılım gündemini ortaya koymuştur. 

Öncelikle 2021 yılında gerçekleşen COP26 zirvesinde oluşturulan “Atılım Gündemi” adlı eylem planı, G7 ülkeleri ve Avrupa Komisyonu üyeleri dâhil olmak üzere merkez ekonomilerin desteğini alarak, küresel sera gazı emisyonlarının %50’sinden fazlasını oluşturan beş temel sektöre odaklanarak enerji maliyetlerinin azaltılması ile gıda güvenliğinin artırılmasını hedeflemiştir.

Ardından, 2022 yılında Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen COP27 sırasında, Paris Anlaşması müzakereleri paralelinde, küresel ekonominin yarısından fazlasını oluşturan ülkeler bir araya gelmiş ve enerji, ulaşım, çelik, hidrojen ve tarım sektörlerini hedefleyen 25 öncelikli eylem planı da hazırlamıştır. COP26 ve COP27 İklim Değişikliği Üst Düzey Şampiyonları enerji, ulaşım ve çelik sektörlerinde karbonsuzlaştırma, düşük emisyonlu hidrojen üretimi ve sürdürülebilir tarıma geçiş konularında hazırladıkları 25 öncelikli eylem planında yer alan bazı kararlar aşağıdaki gibidir:

  • Paris Anlaşması ile uyumlu olarak, çevreyi kirleten taşıtların aşamalı olarak trafikten çekilmesi için ortak bir hedef tarih belirlenmesi,
  • İklim Yatırım Fonları kapsamında, gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal ve teknolojik yardımın sistematik olarak güçlendirilmesi,
  • Gıda güvencesizliği ile iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın getirdiği sorunlara çözümler üretmek için tarımsal araştırma ve geliştirmeye yönelik yatırımların teşvik edilmesi.

Atılım Gündemi Raporu: 2022

Bu kapsamda, IEA, IRENA ve BM İklim Değişikliği Üst Düzey Şampiyonları, 2022 yılında ilk defa yayınlanan yıllık Atılım Gündemi Raporu ile (The Breakthrough Agenda Report 2022) liderlere, yöneticilere ve bireylere kritik öneriler sunarak, mevcut eylemleri değerlendirmiştir.

Son olarak 2023 yılında Dubai’de düzenlenen COP28‘de ise, Kanada ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin liderliğinde binalar, çimento ve beton olmak üzere iki ek atılım girişiminin daha başlatılması, bu sektörleri de kapsayan atılım gündeminin genişlemesine yol açmıştır. Bu genişleme ile atılım gündemi, küresel emisyonların %60’ından sorumlu olan sektörleri kapsayacak şekilde daha geniş bir perspektife sahip hâle gelmiştir.

Ortak eylem planları içerisinde, Türkiye’nin özellikle çelik sektörüne yönelik öncelikli eylemleri destekleyen ülkeler arasında yer aldığı görülmektedir. 2022 yılında yayımlanan Atılım Gündemi Raporu’nda yer alan kararlar arasında, sıfır emisyonlu çelik üretiminde yatırımı harekete geçirmek için talep tarafı çalışmalarının bir araya getirilmesi, sıfır emisyonlu çeliğin uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesinin sağlanması ile düşük emisyonlu ve sıfır emisyonlu çelik için ortak tanımlar ve standartlar oluşturulması konuları ön plana çıkmaktadır. Bu kapsamda örneğin, ülkeler ve şirket grupları tarafından ortak satın alma taahhütlerinin önemli ölçüde artırılması ve ticaret üzerine stratejik bir diyalog geliştirilmesi plan dâhilinde önceliklendirilmektedir.

Atılım Gündemi Raporu: 2023

Bu eylemlerin paralelinde, geçtiğimiz yıl ikincisi yayınlanan Atılım Gündemi Raporu da (The Breakthrough Agenda Report 2023), çelik sektörü özelinde uluslararası iş birliği ve çelik endüstrisinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekliliğini vurgulamıştır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli – IPCC (2022) tarafından hazırlanan bilimsel rapora göre, 2019 yılı itibariyle küresel sera gazı emisyonları içerisindeki payı %5 olan çelik sektörünün küresel salımları, 2010 yılından bu yana %15 oranında artış göstermiştir. 2030 yılına kadar ise, çelik sektöründeki salımların dörtte bir oranında azaltılması hedefi doğrultusunda, daha fazla çaba ve işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır.

İkinci rapor ayrıca ilk raporla benzer şekilde, çelik sektöründeki salımların düşürülmesi için ortak satın alma taahhütlerinin artırılması, yatırımların teşvik edilmesi ve çelik üretiminin karbon yoğunluğunun düşürülmesi için bölgesel ticaret projelerinde iş birliklerinin güçlendirilmesi gibi somut adımları içermektedir. Bu rapor, çelik endüstrisinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak adına hükümetler, şirketler ve sivil toplum kuruluşları arasında daha etkili bir işbirliğine ve eylem planlarına ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır. Özellikle sıfır emisyonlu çelik talebi yaratmak için yapılan kamusal sektör girişimlerine katılım, küresel pazarın %9’undan %20’sine yükselmiş olsa da, endüstri yatırımını büyük ölçekte harekete geçirebilecek türden satın alma taahhütlerinin henüz gerçekleşmemesinden hareketle, daha güçlü ortak çabaların acil bir şekilde devreye alınması gerçeğinin altı çizilmektedir. Ayrıca, sıfır emisyonlu çelik için emisyon muhasebe yöntemleri ve tanımları konusunda iyi bir ilerleme kaydedilmiş olsa da, gelişmekte olan ülkelere finansal ve teknik yardımın sağlanmasında yeni fonların başlatılması mütevazı bir ilerleme olarak değerlendirilmektedir.

Çelik Atılımı Özelinde

Bahse konu Atılım Gündemi Raporları’nın çıktılarının paralelinde, çelik atılımı odağında COP28’de belirlenen ve 2024 yılında yürütülecek eylemler aşağıdaki başlıklar altında sıralanabilir:

  • Tanımlar ve standartlar kapsamında ortak bir metodoloji oluşturulması,
  • Yeşil kamu alımları tarafında talep yaratılması ve yönetilmesi,
  • AR-GE ve demonstrasyon çalışmaları çerçevesinde ölçeklendirilerek, piyasa arzının hızlandırılması,
  • Karbosuzlaşma politkalarının yönetişimi kapsamında hükümetlerarası düzeyde platformlar kurulması,
  • Finans ve yatırımın önceliklendirilmesi.

Sonuç yerine

Çelik endüstrisinin gelecekteki karbon emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir bir dünya için önemli bir paydaş olarak öne çıktığı görülmektedir. Ancak önemli bir dönüşüm sürecinden geçmekte olan çelik sektörü, sürecin erken ve kritik bir aşamasında bulunmakta ve hızlanan ilerlemeye rağmen, Paris İklim Anlaşması‘na uygun bir patika üzerinde olması gereken konumdan önemli ölçüde geride kalmaktadır. Bu açıdan, sektörün düşük emisyon geçişine yönelik uluslararası seviyede daha fazla çaba, iş birliği ve yenilik gerektiği vurgulanan en önemli noktalar olarak karşımıza çıkmaktadır.