Araştırma Hakkında

Türkiye’nin emisyon azaltımında karbon yoğun sektörlere ilişkin strateji eksikliği, ekonominin geneline yayılacak ani ve maliyetli bir çıkış riski taşımaktadır. Kademeli bir çıkışın planlanması ise bu risklerin yönetilmesine imkan tanır.

Âtıl varlıklar, mevcut ekonomik varlıkların sektör içi katma değer üretme potansiyellerini diğer sektörleri de olumsuz etkileyecek biçimde kaybetmeleriyle ortaya çıkmaktadır. Küresel iklim hedefleriyle uyumlu biçimde sera gazı emisyonlarını azaltmak gerektiğinde elektrik sektörü dahil olmak üzere pek çok farklı üretim sürecinin karbonsuzlaşması açık bir gerekliliktir. Karbonsuzlaştırma süreci ise bir kısım fiziksel sermayenin kullanım dışına alınarak veya tümüyle terk edilerek bu sermayeyi kullanan sektöre belirli ölçüde zarar verir. Bu akışın, ekonominin tümünü etkileyecek biçimde diğer sektörlere de aktarılması muhtemeldir. Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinin sektörlerinin düşük karbonlu üretim biçimlerine geçiş döneminde maruz kalacağı âtıllaşan fiziksel sermaye riskleri incelenmektedir. Bu amaçla, Girdi-Çıktı tablolarında yer alan bilgi, sermaye stoku verisi ile birlikte kullanılarak âtıllaşan varlıkların tetiklediği etkiler ölçülmektedir. Hesaplamalarımız, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün incelenen dönemlerde en yüksek dışsal varlık âtıllaşma çarpanına sahip olduğunu göstermektedir. Karbonsuzlaştırma ile birlikte doğan sermaye âtıllaşmasının en çok etkilediği sektörler, imalat, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme, su, kanalizasyon, atık yönetimi faaliyetleri, inşaat ve inşaat işleri, toptan ve perakende ticaret, motorlu araçların ve motosikletlerin onarımı ve taşıma ve depolama sektörleridir.

Raporu İndir

Sosyal Medyada Paylaş